Otizmli çocuklar için en önemli husus, yaşam boyu eğitim ve desteğin sürdürülmesi

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı, Özel Eğitim Bölümü, Otizm Spektrum Bozukluğu Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şerife Yücesoy Özkan, "(Otizm) Bunun ilaçla terapiyle ya da alternatif bir yolla tek seferde geçmeyeceğini biliyor olmak lazım. Aslında bu yaşam boyu devam eden bir durum. En önemli hususun eğitim olduğunu bilmek ve otizmli çocukların tanılandıkları andan itibaren yaşam boyu eğitim ve desteğin sürdürülmesi gerektiğini bilmek çok önemli." dedi.

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Gelişimsel Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezince, otizme dair farkındalığı artırmak, bilgi paylaşımında bulunmak ve çözüm odaklı politikaları güçlendirmek adına akademisyenlerin ve eğitimcilerin katılımıyla Şehit Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salon'da 2. Ulusal Otizm Eylem Planı kapsamında "Tanıdan Müdahaleye Otizm" temasıyla 1. OGEM Otizm Sempozyumu düzenlendi.

Sempozyumda, "Olumlu Davranışsal Destek ile Otizmde Dönüşüm: Aileler ve Çocuklar için Uygulamalar" konusunda sunum yapan Prof. Dr. Şerife Yücesoy Özkan, sunumun ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, otizmin nero gelişimsel bir bozukluk olduğunu ve sosyal etkileşimi ve iletişimi olumsuz etkilediğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri'nde faaliyetlerini sürdüren Ulusal Otizm Kanıt ve Uygulama Merkezi Çalışma Grubu Üyesi de olan Özkan, toplumsal uyum açısından sorunlar yaşayan bireylerin eğitimlerle yaşamlarını sürdürebileceğini aktardı.

Özkan, "Dünyadaki veriler ve son yıllarda yapılan çalışmalara göre 36 çocuktan birinin otizm tanısı aldığını gösteriyor. Bu oldukça yüksek rakamlar ve bunlar her geçen yıl da giderek artıyor." diye konuştu.

"Aileler çok erken yaşta eğitime başlamalı"

Özkan, Türkiye'deki otizmli bireylere ilişkin ise şunları dile getirdi:

"Türkiye'de henüz net istatistikler olmamakla birlikte elimizdeki güncel sayılarla yaklaşık 2 milyon otizmli bireyin olduğu tahmin ediliyor. 2 milyon otizmli bireyi yalnızca bu bireylerle sınırlamak doğru değil. 4 kişilik bir aile düşündüğümüzde otizm 8-10 milyon kişiyi etkileyen bir durum. Bu sayılara göre, 0-18 yaş grubundaki çocuk sayısı ise yaklaşık 700 bin civarında. Ama eğitime baktığımızda yalnızca 400 bin civarında çocuğun eğitim aldığını hatta iş yaşamına girdiğimizde 100-200 gibi çok düşük oranda iş yaşamında olduğunu görüyoruz bu bireylerin. Dolayısıyla bu bize şunu gösteriyor, eğitim çok öncelikli ve otizm aslında tek çaresi eğitim olan bir farklılık. Bu nedenle ailelerin çok erken yaşta eğitime başlaması, eğitim sırasında da kanıta dayalı uygulamalar olarak nitelendiren araştırmalarla etkili olduğu ortaya konmuş yöntemleri kullanarak eğitim almaları çok kıymetli."

Otizmli bireylerin kurumsal eğitim kurumlarından eğitim alarak istihdama katılmalarının çok önemli olduğunun altını çizen Özkan, "Burada topluma ne görev düşüyor? Aslında eğitmenlere ve velilere çok görevler düşüyor. Eğer çocuklarımızın sınıflarında otizmli çocuklar varsa mutlaka kapsayıcı olmak onların da eğitim hakkı olduğunu unutmamak ve mümkün olduğunca destekleyici bir tutum sergilemek çok kıymetli." ifadelerini kullandı.

"Otizm yaşam boyu devam eden bir durum"

Otizmin yaşam boyu süren bir farklılık olduğunu vurgulayan Özkan, şöyle devam etti:

"Bunun ilaçla, terapiyle ya da alternatif bir yolla tek seferde geçmeyeceğini biliyor olmak lazım. Aslında bu yaşam boyu devam eden bir durum. En önemli hususun eğitim olduğunu bilmek ve otizmli çocukların tanılandıkları andan itibaren yaşam boyu eğitim ve desteğin sürdürülmesi gerektiğini bilmek çok önemli. Problem davranış olarak nitelendirilen pek çok davranışın aslında duyguların ifadesi, iletişim kurma yolu olduğunu unutmadan bunları olduğu gibi kabul etmek ve bu doğrultuda önlemler almak önemli. Kapsayıcı olmak önemli. Biz toplumda bireyler olarak otizmli bireyleri önce kabul etmeliyiz daha sonra toplumsal yaşamın içinde onları görmeye çalışmalıyız."

"Dünya bu yönde eğitime önem veriyor"

Son 10 yılda otizmli bireylerin eğitiminde kanıta dayalı eğitsel uygulamaların önem kazandığını anlatan Özkan, "En son yayınlanan bir rapor var Amerika Birleşik Devletleri'nde bir araştırma grubu var. Orada otizmli bireyler için çocuklar ve gençler için kanıta dayalı uygulamaların neler olduğuna yönelik bir rapor yayınlandı. Ben de bu araştırma grubundayım. Gidip Amerika'da bu ekiple birlikte çalıştım. Bu tür çalışmalar halen devam ediyor. O raporlarda kanıta dayalı olduğu ifade edilen eğitim uygulamalarından yararlanmak çok önemli. Dünya bu yönde eğitime önem veriyor." diye konuştu.

Türkiye'de de kanıta dayalı uygulamalarla ilgili çalışmaların çok fazla olduğunu söyleyen Özkan, şunları kaydetti:

"Özellikle eğitim ve araştırmacılarımız bu konuda çok iyi. Dünya düzeyinde literatüre çalışmalar kazandırıyoruz, araştırmalar yapıyoruz. Çok nitelikli dergilerde çalışmalar halen devam ediyor. Eğitim uygulamaları çeşitleniyor. Bunun yanı sıra çeşitli terapi uygulamaları da gündemde."

Tüm bu eğitim çalışmaları sonrası dünyada ve Türkiye'de başarı hikayeleri yazan otizmli bireylerin olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Özkan, "Tüm dünya aslında şunda hemfikir, otizmin en önemli tedavisi eğitim. Dolayısıyla tek bir ilaçla ya da tek bir diyetle ortadan kalkması mümkün değil. Bu nedenle verilebilecek en önemli mesaj 'eğitim şart.'" değerlendirmesinde bulundu.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner79