En zor zirvelere tırmanan görme engelli dağcı: Bastığım yerleri tabanımla görüyorum

Türkiye’nin ilk görme engelli dağcısı ve milli atleti Necdet Turhan, 44 yıl önce 23 yaşındayken geçirdiği rahatsızlık nedeniyle görme yetisini kaybetti. Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünü kazanan Turhan, eğitimine devam ederken, dağcılık sporuna merak sardı ve 1989 yılında üniversitenin dağcılık topluluğuna kayıt yaptırıp tırmanışlara başladı. Çift baton kullanan Turhan, önünde tırmanış yapan kişinin elindeki çan sesine doğru ilerleyerek, tırmanışlarını gerçekleştirdi.

Arkadaşlarının çaldığı çan seslerini takip ederek, 2002 yılında başladığı ‘5 kıta, 5 maraton, 5 zirve’ projesini 2017 yılında tamamlayan Turhan, bu dönemde, New York, Atina Klasik, Japonya Körler, Sydney Maratonu ve Mısır Luxor maratonlarında koşarken; Ağrı, Kilimanjaro, Month Blanc, Avusturya Nock Spitze, Colorado Sherman ve Avustralya Kosciuszko dağlarına tırmandı.

‘HAVANIN SERT OLMASI BENİ DAĞLARDAN KORKUTTU’

Tırmanılması zor olan zirvelerde Türk bayrağı açan Necdet Turhan, hava şartları nedeniyle zaman zaman zor anlar yaşadığını belirterek, “Çok sert bir havada Month Blanc tırmanışı yapmıştık. Bir kaya duvarında tırmanış yaparken, o kaya duvarında yaşadığım zorluklar halen belleğimde. 3 bin 500 metreye kadar yükselmiştik ve bir kaya duvarından çıkmamız gerekiyordu. Bir taraftan kramponlarım buzda tutmuyor, diğer taraftan kendimi yukarı çekmeye çalışıyor fakat çıkamıyordum. Havanın sert olması, beni ciddi derecede dağardan korkuttu. Ağrı zirve tırmanışında da aynı korkuları yaşadım. Hava burada da çok sertti. Ben tırmanış yaparken, arkadaşın elinde tuttuğu ya da sırtına taktığı çanın sesini takip ederek gidiyorum ve havanın sert olması nedeniyle, ben o çan sesini duyamaz haldeydim ve ciddi tükeniş içerisinde, ip birliği halinde o zirveyi tamamlayabilmiştim” diye konuştu.

‘TIRMANACAĞIM DAĞLARI ZİHNİMLE GÖRÜYORUM’

Tırmanış sırasında zorluk yaşamamak için, kendi geliştirdiği zihinsel teknikle görme engelini aştığını söyleyen Turan, “Ben zihnimle o dağları görebiliyorum. Gideceğimiz dağın rotasını arkadaşlarıma enine boyuna anlattırıyor ve o anlatımlar üzerinden, zihin fotoğrafları oluşturuyorum. O dağa gitmeden önce zihin fotoğraflarım belleğimde ne kadar berraksa, o kadar rahat hareket ediyorum. Ayrıca ben tırmanışlarımı yaparken tüm benliğimle odaklanıyor ve ayak tabanlarımla bastığım yeri görüyorum” ifadelerini kullandı.

‘BENİM İÇİN ŞEHİRLER DAĞLARDAN DAĞA ZOR’

Sportif faaliyetlerinin yanı sıra sosyal fayda sağlayacak projelerde de aktif şekilde rol alan ve şehirlerin, engeliler için dağlardan daha zor olduğunu belirten Turan, şöyle devam etti:

“2000 yılından itibaren, görme engellilere bilgisayar eğitimi veriyorum. Şu anda Türkiye Toplum Gönüllüleri Vakfı Mütevelli Heyeti Etik Kurul Üyesiyim. ‘Adım Adım’ gönüllü koşucularındanım. Benim için sosyal fayda yaratmak çok önemli. Yıllardır çeşitli STK’ların projelerine gönüllü destek veriyorum. Benim için şehirler, dağlardan daha zor. Çünkü açılıp, kapanmamış çukurlar ve kaldırma dökülen molozlar gibi durumlar yüzünden yaralanıyorum. Şehirler kültürel ve fiziki olarak, engeliler için planlamış bir konumda değil. O yüzden benim için şehirde gezmek, dağlardan gezmekten daha riskli. İnsanların tutumları sorunlar oluşturabiliyor. Gerekmeyen tavırlarla karşılaşıyoruz ve onlar da işin cabası oluyor tabii.” 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner78

banner79