Çok korkuttuğunu ifade eden Döndüren, "Yokuştan inerken tekerli sandalyemin freni tutmadı. O sırada zihinsel engelli oğlum Mustafa da yanımdaydı. Ben çok hızlı bir şekilde yokuştan inmeye başladım. Karşıma çıkan gençlere çok teşekkür ederim. Onlar beni tutmasaydı başıma bir şey gelebilirdi. Umarım onları çok üzmemişimdir. Olay anında çok korktum" dedi.
Emel Bozkurt da, "Tamamen tesadüfen karşıma çıktı. İnsanlık vazifemi yerine getirdim. Çevremdeki hiçbir insan, görmesine rağmen müdahale etmedi. Bu durum bana 'İnsanlık ölmüş' dedirtti. Amcanın yanında zihinsel engelli biri vardı. O da tekerlekli sandalyeyi tutamadığı için arkasından koşup, tekerlekli sandalyeyi tuttum. Durdurmaya çalıştım ama yokuş aşağı bir yoldaydık, durduramadım. Onunla beraber yokuş aşağı sürüklendik. O an çok korktum, arkasından tutarak koşmaya ve bağırmaya başladım. Çığlık atarak, yardım istedim. O sırada bir dükkandan Berkay arkadaşımız çıktı. Karşımıza onu Allah çıkardı. O önümüze atlayınca durabildik. Kendisi de hastaymış evine kadar gidip, götürdüm. Bu bir insanlık vazifesi. Amca bize çok teşekkür etti. 'Siz olmasaydınız bana araba çarpabilirdi' dedi. Korkusu yüzünden anlaşılıyordu" diye konuştu.Berkay Atış (22) ise bir dükkanda bulunduğu sırada çığlık seslerini duyup dışarı çıktığını dile getirerek, "Mutlu ve huzurluyum. Amcanın başına bir şey gelmediği için, kaza ya da bela olmadığı için huzurluyum. Bir ses duydum, çığlık sesi geliyordu. Kavga var diye çıktım. Çıktığımda tekerlekli sandalye hızla aşağıya geliyordu. Önüne atladım. Benim yerimde kim olsa yapmak zorunda. Bu bir insanlık görevi. Ben böyle hissediyorum. Amca pek konuşamadı olayın şokundaydı" dedi