CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, engellilerin bütün sıkıntılarını bildiklerini belirterek, "Bir arada olacaksınız, dayanışma içinde olacaksınız, sizin sorunlarınızı çözmeyen siyasi partiye oy vermeyeceksiniz, iş bu kadar basit. Kim vadediyorsa kim çözecekse ona vereceksiniz.
Kılıçdaroğlu, Yozgat programı kapsamında esnaf ziyaretinde bulundu, sorunları dinledi. Kılıçdaroğlu, ev yemekleri yapan bir esnafın ikram ettiği yemeklerden tattı.
Daha sonra bir otelde düzenlenen "Engelsiz Yaşam Buluşmaları"na katılan Kılıçdaroğlu, engelli ve yakınlarının sorunlarını dinleyip not aldı.
Soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, engellilerle ilgili kanun maddesinde "Devlet sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirler alır." ibaresinin bulunduğunu ifade ederek, "Alabilirler değil 'alır', emredici hükümlerdir. Anayasa emrediyor. Sorun, bu anayasanın emrettiği kuralların devleti yönetenler tarafından yerine getirilmemiş olması. Bunun için sizlerin güç birliği yapması lazım. Bir arada olacaksınız, dayanışma içinde olacaksınız, sizin sorunlarınızı çözmeyen siyasi partiye oy vermeyeceksiniz iş bu kadar basit. Kim vadediyorsa kim çözecekse ona vereceksiniz." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, normalde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görev alanlarından birisinin sosyal güvenliği sağlamak olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Sosyal güvenliği sağlamak demek şu, bir kişinin doğumundan ölümüne kadar onun sosyal güvenliğini sağlamak yani başka bir kişiye muhtaç etmemek, devletin görevi budur. Devlet, hiçbir vatandaşını aç ve açıkta bırakamaz, sosyal güvenliği bu çerçevede sağlamak lazım. Herkese iş sağlamak lazım. Kişinin çalışma imkanı yoksa çocuğun yaşam boyu insani koşullarda ailesiyle beraber yaşamasını sağlamak lazım. Bu yapılabilir mi yapılabilir. Her siyasi görüşten kardeşimizin engelli arkadaşı, akrabası, dostu, evladı olabilir. Hedef, sorunların tamamını çözmektir."
"10 bine yakın engelli kadrosu var"
Bir engellinin iş talebine ilişkin Kılıçdaroğlu, aslında devletin görevini yaptığını ve TBMM'nin bir kanun çıkardığını anımsattı.
Kılıçdaroğlu, engelli kadrolarının boş ancak atama yapılmadığını savunarak, şöyle devam etti:
"Hükümete defalarca çağrı yaptım, dışarıda çok sayıda engelli var, bu engellilere iş verin, devlet kadrolarında görev yapsınlar. Bunlar da çalışsınlar, evine ekmek götürsün, sigortası olsun dedim. Engelli kadrolarının doldurulması ile ilgili ben talepte bulunuyorum, siz de talepte bulunun. 10 bine yakın engelli kadrosu var. 10 bin engellinin devlette çalışması ne demektir? Onlara bir güvence demektir. Özel sektörde de aynı şekilde, orada da bir kontenjan var. Orada da engelli çalıştırmak zorundalar ama bunlar takip edilmiyor. Engelli aileleri yeteri kadar sahip çıkmadıkları için takip edilmiyor. Birlik olursanız, ortak ses çıkarırsanız, emin olun çözülmeyecek sorununuz yoktur. Kanun var, var olan kanunlar hayata geçirilecek, mesele budur."
Engellilerin sorunlarının çözümüne de değinen Kılıçdaroğlu, bu konuda Aile Destekleri Sigortası'nın önemine dikkat çekerek, bunun her bir aileye sosyal güvence sağlayan sigortanın adı olduğunu anlattı.
"Şimdi 2021 yılındayız, 50 yıl geçti bu kanun çıkmadı"
Kılıçdaroğlu, bu sigortada engelli varsa aileye ek para verildiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Çocuğun eğitimi masrafları karşılanır. Aile bir şehirden başka bir şehre taşınmak istiyorsa gelir durumu iyi değilse onun parasını bu sigorta karşılar. Bu sigorta dalının temel özelliği, ailenin sosyal güvencesini sağlamaktır. Ailenin en azından belli bir gelir seviyesini sağlamaktır. Türkiye bunu gerçekleştirmeyi 1971 yılında taahhüt etmiştir. Şimdi 2021 yılındayız, 50 yıl geçti bu kanun çıkmadı. Bu kanunu çıkardığınız zaman bütün bu sorunların tamamı gelir de dahil olmak üzere çözülme imkanına kavuşacak. Bunu da hafızanızın bir yerinde tutun, Aile Destekleri Sigortası'nın çıkması lazım. O zaman engelli sorunları da çözülecek, kişi başına gelir düşük olduğu zaman o çözülecek. Ailede işsizlik varsa o çözülecek. Bu sigorta dalının amacı hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, yoksulluğun olmadığı bir Türkiye'yi inşa etmek. Bunu yaptığımız zaman zaten Türkiye'de herkes huzur içinde yaşar. Moralinizi bozmayın, Türkiye'nin bütün sorunları çözülebilir. Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Siyasetçinin yüreğinde aramanız gereken insan sevgisidir. Siyasetçinin yüreğinde insan sevgisi varsa, ayrım yapmıyorsa, kimliğinden, yaşam tarzından, inancından ötürü ayırım yapmıyorsa o siyasetçi Türkiye'nin bütün sorularını çözebilir. Bütün mesele insan sıcaklığını yakalamaktır."