The Guardian’ın haberine göre 15 yılı aşkın süredir sinemayla uğraşan Ajadi, geniş kitlelerin diğer yapımlara gösterdiği ilgiyi işitme engellilerin üretimlerine de göstermesini istiyor.
Geniş filmografisiyle dikkatleri toplayan Ajadi’nin tek bir tutkusu var: Hikayeleriyle azınlığın sesi olup toplumsal değişimi tetiklemek.
‘Hollyoaks’ ve ‘Silent Witness’ gibi şov programlarının yanısıra çeşitli türleri kapsayan filmografisinde belgesel, komedi ve hip-hop temalı filmler var.
2020’de İngiliz İşaret Dili Yayın Derneği ortaklığıyla yaptığı hip hop temalı ‘Here/Not Here’ filmi epey beğenilmişti. Nitekim aynı yıl Britanya Film ve Televizyon Sanatları Akademisi’nde (BAFTA) çığır açan yetenek seçilerek prestijli John Brabourne ödülünü almıştı. Bu ödül aynı zamanda Ajadi’nin kısa film çekmesi için hibe desteği veriyordu.
Nerden nereye…
Ajadi’nin yönetmenlik koltuğuna ilk oturuşu ise neredeyse tesadüf eseri. Meslek hayatının ilk döneminde grafik tasarımcısıydı Ajadi. Daha sonra rotasını değiştirerek video klip endüstrisinde bir yapım şirketine girdi.
Burada sadece ayak işlerinden sorumluydu. Ancak bir gün yönetmenlerden biri hastalanınca Ajadi’den alelacele bir video klip çekmesi istendi. Tabii Ajadi şaşırmıştı: “İşte o süreçte yönetmen olmak istediğimi anladım ve bir daha da arkama bakmadım.”
Küçük yaştan beri sinefil olan Ajadi, beyazperdede gördükleriyle hayal kırıklığına uğruyor: “İşitme engellilerin veya farklı engelleri bulunanların filmlerde nasıl temsil edildiklerini gördükçe yılıyorum. Neden sürekli bir kurban ya da kurtarılması gereken ya da sorun yaratan karakter oluyorlar? Bu tip yalan yanlış klişeler engellilere karşı negatif algıyı pekiştiriyor sadece. Açıkçası bana motivasyon veren buydu. İnsan hikayelerine daha gerçekçi temsiliyetler taşımayı kafaya koydum.”
İşitme engellilerin yetenekleri göz ardı ediliyor
Ajadi, ses verilmeyenlerin sesi olmanın önemini vurguluyor: “Farklı deneyim ve perspektiflere ses vermeliyiz. Filmlerde çeşitliliğe önem verilmesine rağmen işitme engellilerin yetenekleri göz ardı ediliyor. İşitme engelli profesyonellerin sinema endüstrisindeki görünürlüğünün artması çok mühim. Çünkü ancak bu yolla işitme engellilere umut olacak rol modeller yaratabilir ve işitme konusunda farkındalığı artırabiliriz.”
İşitme engelli yönetmen, kariyerinde birçok engelle karşılaştı. Öyle ki bazen sette kafasındakileri ekibine aktarabilmek bile zor oluyordu.
“İyi iletişim ve anlaşılabilirlik film yapım sürecinin olmazsa olmazları. Eğer İngiliz İşaret Dili (BSL) tercümanlarımı verimli kullanabilirsem ekiptekiler işaret dilinden bihaber bile olsa iletişimi sağlıyorum” diyor Ajadi. Tabii ekibin bu yeni iletişim şekline uyum sağlaması için bir alışma döneminden geçtiğini de belirtiyor.
Ancak BSL tercümanının sette olmasına rağmen iletişimin ara ara kopabildiğini ve ekibi bir arada tutan ortak amaç duygusunu yitirebildiğini söylüyor: “Sağır bir yönetmen olmamdan ötürü yeteneklerime dair güvensizlik ve kaygı oluştuğunu düşünüyorum. Bazı insanlar aslında uyum sağlamalarını da hızlandıracak sabra ve anlayışa sahip değil. Mesela yönettiğim bir filmin setinde yapımcıyla ekip çok uyumluydu ama benimle aralarında görünmez bir engel vardı. Aynı şekilde sanatçı ya da ekipten birinin tercümanımla ben orada yokmuşum gibi konuştuğu da çok oldu.”
İşaret dili yaygınlaşmalı
Bu engelleri aşmak için formülün basit olduğunu söylüyor Ajadi: İşaret dilini yaygınlaştırmak.
Bunun özellikle genç işitme engellilere öğretilmesini gerektiğini vurguluyor: “Diğer dillerdeki gibi aslında… İşaret dili bir çocuğa ne kadar erken öğretilirse farkındalığı ve çeşitli insan gruplarına kolayca girebilme ihtimali o kadar artar.”
İşaret dilinin artık daha görünür olduğunu düşünen Ajadi, ‘günaydın’ ya da ‘teşekkürler’ anlamındaki işaretleri görünce mutlu olduğunu belirtiyor. Ayrıca setlerden sonra pozitif bir değişimi tetiklediğini de düşünüyor.
Ajadi bir sonraki projesindeyse yerleşik algıları kırmayı hedefliyor: “Sadece işitme engellileri anlatan işitme engelli yönetmen diye biliniyorum. Ancak işitme engelim yüzünden tek odağımın bu olacağı algısını kıracağım. Bir sonraki projemle her şeyden önce bir yönetmen olduğumu ve işitme engelimin de bir engel olmadığını kanıtlayacağım.”