Görme Engelli Avukatlardan Ankara Barosu'nun Kararına Tepki: 'Ayrımcı Uygulamaya Karşı Mücadelemiz Sürecek'

Ankara Barosu yönetimi, yaklaşık 11 yıl önce görme engelli üyeleri için hayata geçirilen kütüphaneyi, maddi yeterlilik bulunmadığı gerekçesiyle kapatma kararı aldı.

'MÜCADELEMİZ SÜRECEKTİR'

Kararı, basın bildirisiyle duyuran Ankara Barosu üyesi görme engelli avukatlar, duruma tepki göstererek Anayasa'nın ilgili hükümleri ne dikkat çekerek baronun kararını kınayarak "Ankara Barosu üyeleri olarak görme engelli avukatlara yapılan bu ayrımcı ve eşitliğe aykırı uygulamanın ortadan kalkacağı ana kadar mücadelemiz sürecektir." ifadelerini kullandı.

28 Eylül saat 11.00'de Ankara Barosu önünde basın açıklaması yapacaklarını duyuran avukatlar, ilgili kararın geri çekilmesini talep etti.

Ankara Barosuna Üye Görme Engelli Avukatlar imzasıyla yayımlanan basın bildirisinde şu ifadeler yer aldı:

"Türkiye koşullarında görme engelli kişilerin başarıyla icra ettikleri mesleklerden birisi de avukatlık mesleğidir. Hiç kuşku yok ki, her avukatın yaptığı gibi görme engelli avukatın da başarılı bir şekilde mesleğini icra edebilmesi, onun hukuk alanında yayınlanmış eserlere kolayca erişmesi ile olanaklı olabilecektir. Zira gerekli araştırmalar yapılmadan bir davanın açılabilmesi, açılan davada usul işlemlerinin yapılabilmesi çok sayıda kaynağın taranmasıyla mümkün olabilir.

Bu düşünceden hareketledir ki, 1136 sayılı “AVUKATLIK KANUNU”nun “Baroların kuruluş ve nitelikleri” başlıklı 76. Maddesinin 1. fıkrasında:

“Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlâkını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.” biçiminde açık bir kurala yer verilmiştir. Bu düzenlemeden hareketle, baroların kamu kuruluşu niteliğinde bir meslek kuruluşu olduğu, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak gibi bir görevi bulunduğu kuşkusuzdur. Avukatların baro tarafından karşılanacak ortak ihtiyaçları arasında hukuksal alanda yayınlanan bilimsel eserlere erişimlerinin başta geldiği tartışmasızdır. Yine aynı Kanun’un 110. Maddesi ise, Türkiye Barolar Birliği’nin görevlerini açıkça saymış, bu görevler arasında “Avukatların meslekte gelişmelerini teşvik edecek ve sağlayacak her türlü tedbirleri almak”, “Baro mensuplarının ilmi ve mesleki seviyelerini yükseltmek için kitaplık açmak, dergi çıkarmak, konferanslar düzenlemek, telif ve tercüme eserler meydana getirilmesini teşvik etmek” görevlerinin de Türkiye Barolar Birliği’nin asli görevleri arasında olduğunu açıkça belirtmiştir. Hiç kuşku yok ki, hukukta var olan kıyas yöntemi yoluyla, “AVUKATLIK KANUN”unun 110. Maddesinde sayılan söz konusu bu görevlerin, il barolarınca da yerine getirilmesi gereken asli bir görev olduğunu söylemek hiç de Kanun dışı bir yaklaşım olarak değerlendirilemez.

Nitekim, yukarıda sözü edilen yasa kurallarından hareketle, gerek Türkiye Barolar Birliği gerekse de, diğer barolar tarafından barolar bünyesinde avukatlara yönelik kütüphanelerin hizmet vermeye devam ettiği herkesçe bilinmektedir.

Bu bağlamda Ankara Barosu tarafından oluşturulan baro kütüphanesindeki hukuksal içerikte yayınlanmış eserlere her avukat gibi Ankara Barosu’na üye olan görme engelli avukatların da erişim hakkının bulunduğu kuşku götürmez bir gerçektir. Nitekim, bu düşünceden hareketle, Ankara barosunun 2010 tarihinde yönetiminde görev alan değerli baro yönetim kurulu üyeleri, aldıkları bir kararla, Ankara barosu kütüphanesinde bulunan hukuksal içerikteki yayınlardan, baroya mensup görme engelli avukat üyeleri ile Türkiye genelinde avukatlık yapan görme engelli avukatların da erişimlerinin sağlanması için, baro kütüphanesi içerisinde görme engelli avukatlara yönelik de bir kütüphane oluşturulmuş; hukuk alanında yayınlanan eserler taranmak suretiyle görme engelli avukatların bu kaynaklardan faydalanması sağlanmıştır. Bu yapılırken üyelik sistemi oluşturulmuş, sağlık kurulu raporu ya da engelli kimliğini ibraz eden her görme engelli avukat, bu kütüphaneden yararlandırılmıştır.

Ne var ki, on üç buçuk yıl boyunca süre gelen bu uygulama Ankara Barosu’nun son yönetim kurulunca, adı gizli tutulan bir yayın evinin baroya ihtar çekerek,, taranan yayınların çoğaltıldığı, bu yayınların yasa dışı olarak çoğaltılmasını önleyecek güvenlik önlemlerinin oldukça yüksek maliyeti olduğu, baro bütçesinin bunu karşılayacak maddi yeterliliğinin bulunmadığı gerekçeleri ile sona erdirilmiştir.

Oysaki, önce, Ankara Barosu Yönetimi, tarayıcıların eskimesi nedeniyle kitap tarama hizmetinin aksadığı yönündeki taleplerimizi baroda maddi kaynak olmadığı gerekçesiyle geri çevirmiş; bunun üzerine görme engelli avukatlar aralarında para toplayarak bu hizmetin sağlanmasına katkıda bulunmalarına, toplanan parayı bizzat Ankara Barosu hesabına göndermiş olmalarına rağmen, Ankara Barosu Yönetimi iyi niyetli bu girişimimizi, kaçamaklı bahaneler ileri sürerek geri çevirmiş; 2010 tarihinden 2023 tarihine kadar süregelen görme engelli avukatlar için kitap tarama faaliyetine son vermiştir. Ne yazık ki, bu güne değin kitap tarama faaliyetinin yeniden başlamasına yönelik yapılan girişimler de, hiçbir şekilde sonuç vermemiştir.

Belirtilmelidir ki, Ankara Barosu Yönetimi bu eylemiyle Anayasamızın 90. Maddesinde öngörülen usul ve esaslara göre yürürlüğe giren “BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ENGELLİ KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME”nin ayrımcılığa ilişkin 2 ve 5. maddeleri ile engelli kişilerin bilgiye erişim hakkını düzenleyen 9 Ve 21. Maddelerini ihlal etmekle kalmamış; aynı zamanda “GÖRME YA DA BAŞKA BİR ENGELİ NEDENİYLE, BASILI MATERYALLERİ OKUYAMAYAN KİŞİLERİN YAYIMLANMIŞ ESERLERE ERİŞİMİNİN KOLAYLAŞTIRILMASINA DAİR MARAKEŞ ANLAŞMASI” hükümlerini de açıkça ihlal etmiştir. Ankara Barosu’nun Yasa tanımaz bu tutumu görme engelli avukatlar yönünden açık bir ayrımcılık olduğu gibi Anayasamızın 10. Maddesinde düzenlenen “Kanun önünde eşitlik” kuralını da çiğner niteliktedir.

Mamafih, yukarıda sözü edilen “BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ENGELLİ KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME”nin “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinde yer alan “Engelliliğe dayalı ayrımcılık, siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya başka herhangi bir alanda insan hak ve temel özgürlüklerinin tam ve diğerleri ile eşit koşullar altında kullanılması veya bunlardan yararlanılması önünde engelliliğe dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlamayı içermekte; aynı zamanda, Engelliliğe dayalı ayrımcılığın, makul düzenlemelerin gerçekleştirilmemesi dahil her türlü ayrımcılığı da kapsadığı açıkça belirtilmektedir. Sözleşmenin “Ayrımcılık Yapılmaması ve Eşitlik” başlıklı 5. Maddesinde hangi eylemlerin ayrımcılık niteliğinde olduğu tek tek sayılmıştır. Yine aynı Sözleşmenin 9 ve 21. Maddelerinde de görme engelli kişilerin bilgiye erişmelerinin esas olduğu buyurucu bir şekilde hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, Anayasamızın 90. Maddesinde öngörülen usule göre yürürlüğe giren “GÖRME YA DA BAŞKA BİR ENGELİ NEDENİYLE, BASILI MATERYALLERİ OKUYAMAYAN KİŞİLERİN YAYIMLANMIŞ ESERLERE ERİŞİMİNİN KOLAYLAŞTIRILMASINA DAİR MARAKEŞ ANLAŞMASI”nın “Giriş” bölümü oldukça dikkat çekicidir.

Bu bölüm incelendiğinde, söz konusu anlaşmanın görme engelli kişilerin yayınlanmış eserlere hiçbir ayrım gözetilmeden ve diğer normal bireylerle eşit olarak erişimlerinin sağlanması, yayın sahiplerinin fikri mülkiyet haklarının korunması, basılı eserlerin kar amaçlı çoğaltılmaması gerekeceği konusunda devletlere açık bir görev vermektedir.

Belirtelim ki, Ankara Barosu kitap taramama faaliyetine gerekçe olarak sözü edilen anlaşmanın 3. Maddesindeki “Yetkili kuruluş” tanımına sığınmakta ise de, bu gerekçenin hiçbir eylemsel ve hukuksal dayanağı bulunmamaktadır. Gerçekten de, bu tanım incelendiğinde, Ankara Barosu Yönetiminin ya bu gerekçeyi istismar ettiği, ya da bu tanımı anlamazlıktan geldiği sonucu ortaya çıkmaktadır.

Zira, “Yetkili kuruluş” tanımının, Kar amacı gütmeden yararlanıcı kişilere eğitim, öğretim, uyarlanabilir okuma ya da bilgi erişimini sağlamak için devlet tarafından yetkilendirilmiş veya tanınan bir kuruluş anlamına geldiği, Ayrıca bu kavramın, yararlanıcı kişilere aynı hizmetleri, temel faaliyetleri veya kurumsal yükümlülüklerinden biri olarak sunan kar amacı gütmeyen kuruluşları veya devlet kurumlarını da kapsadığı ortadadır. Yukarıda da açıklandığı üzere, Ankara barosu kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olup, baro yönetimi görme engelli kişilerin hukuksal alanda yayınlanmış eserlere erişimini kısıtlarken, avukatlık Kanunu’nun 76. Maddesindeki bu kuralı adeta unutmuş; sudan gerekçelerle, kitap tarama faaliyetine kanunsuz şekilde son vermiştir.

Tekrar belirtilmelidir ki, kitap tarama faaliyetinin yerine getirilmesinde Marakeş sözleşmesinin öngördüğü iki temel kıstas vardır.

1-Kar amacı gütmemek,

2-Kurumsal yükümlülükleri çerçevesinde kitap tarama faaliyetini yerine getirmek.

Bu denli açık olan söz konusu kurallara rağmen, kambura yatan, avukatlardan müteşekkil Ankara Barosu Yönetimi Yasa dışı bu eylemini, Marakeş sözleşmesinin 3. Maddesindeki düzenlemeyi bahane ederek ve çarpıtarak, görme engelli kişiler için kitap tarama uygulamasını sona erdirme kararını akla uygun hale getirmeye çalışmaktadır.

Son olarak 5846 sayılı Kanun’un ek 11. Maddesindeki düzenlemeye de, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde değinmek gerekirse,

söz konusu bu düzenleme, bir eserin alenileşmiş olması, daha önce çoğaltılmış bir nüshasının bulunmaması, ders kitapları dahil edebi ya da bilimsel eser olması, satılmaması ve ticari amaçla çoğaltılmaması kaydıyla yayınlanmış edebi ya da bilimsel eserlerin önceden izin almaksızın çoğaltılabileceğini öngörmektedir.

Yukarıda da kısmen değinildiği gibi, anılan kural Ankara Barosu’nun görme engelli üye avukatları için kitap tarama faaliyetine engel değil, tam tersine kitap tarama faaliyetini zorunlu kılan bir düzenlemedir. Baro yönetimi bu düzenleme ile sanki eğitim kurumu, dernek, vakıf gibi kuruluşların yayınlanmış eserleri çoğaltmakla görevlendirildiği, kendilerinin yayınlanmış bir eseri çoğaltmasının mümkün olamayacağı algısını yaratmaktadır.

Öte yandan, 5846 sayılı Kanun’un ek 11. Maddesi, gerek basılı eserleri çoğaltacak kişi ve kuruluşları, gerek çoğaltılabilecek basılı eserleri, gerekse de yayın formatlarını “SINIRLI SAYIDA OLMA İLKESİ”ne tabi olarak belirtmemiş; söz konusu hizmeti verecek kuruluşları, çoğaltılabilecek eserleri ve yayın formatlarını örnek kabilinden saymıştır. Yani, amaca uygun olmak kaydıyla görme engelli kişiler için kitap tarama faaliyeti, bütün kamu kuruluşlarının görevi olduğu gibi taranacak yayınlanmış eserler arasında bilimsel eserlerin bulunması ve hukuk alanında yayınlanmış eserlerin bilimsel nitelikte bulunması karşısında Ankara Barosu Yönetimi’nin yayınlanmış bu eserlerin görme engelli üyeleri için çoğaltma görevinin hukuksal ve yasal bir görev olduğu açıkça ortadadır. Ne yazık ki görme engelli avukatların Ankara Barosu Kütüphanesi’ndeki yayınlara erişiminin kısıtlanmış olması, içinde bulunduğumuz bilgiye erişim çağının utanç verici bir ayıbı olarak tarihe geçecektir. Anayasamızın 10. Maddesindeki eşitlik kuralını da hiçe sayarak yapılan bu uygulamanın hiçbir açıklaması olamaz.

Bütün bu nedenlerle; Ankara Barosu üyeleri olarak görme engelli avukatlara yapılan bu ayrımcı ve eşitliğe aykırı uygulamanın ortadan kalkacağı ana kadar mücadelemiz sürecektir.

Bu amaçla 28.09.2024 tarihinde saat 11.00’da Ihlamur sokak numara 1 Kızılay/Ankara adresindeki Ankara Barosu önünde gerçekleştireceğimiz basın açıklamasına siz değerli basın emekçilerini davet ediyoruz."

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner78

banner79