'Engelli raporları' sorunu büyüdü, sektör çözüm için harekete geçti

Trafik kazaları sonucunda yetkisiz olarak düzenlenen engelli raporları sigorta sektöründe kanayan bir yara oldu. 'Yetkisiz raporlar' sonucunda sigorta şirketleri ciddi tazminatlar ödemek zorunda kalıyor. Çok yüklü ödenen bu rakamların 26 milyon araç sahibinin trafik sigortası primini direk etkilediği belirtiliyor. Trafik kazaları sonucu 'sürekli sakatlık raporu'nu düzenlemeye yetkili hastaneler Sağlık Bakanlığı'nın internet sitesinde yayınlanıyor. Bu listede 400'e yakın hastane bulunuyor. Dolayısıyla bu raporu verecek hastanenin bu listeden olması gerekiyor. Bir de mahkeme kanalı ile dosyalar Adli Tıp Kurumu'na gidiyor ve kurumdan gelen rapor sonrasında durum kesinleşiyor. Fakat, adli tıp kavramları birbirine benzediği için üniversitelerin 'adli tıp ana bilim dalları' da yetkisi dışında kalmasına karşın bu işin içine sokulmuş durumda. Ana bilim dallarının aslında ceza davalarında bilirkişi statüleri var, yani bir trafik kazası olduğunda bilirkişilik yapabiliyorlar. Fakat sakatlık raporu vermeye yetkileri yok.

Sektör temsilcilerinin anlattığına göre; 'adli tıp' kavramlarının birbirine benzemesinden dolayı mahkemeler ve Sigorta Tahkim Kurulu bilinçli bir şekilde yönlendirilerek hatalı kararlar çıkarttırılıyor. Konu aslında trafik kazasının gerçekleşmesiyle birlikte başlıyor. Trafik kazalarını ve kazazedeleri takip eden bir grup, (sektörde bunlara takipçiler deniyor) kazazedelerle anlaşarak onları üniversitelerin ana bilim dallarına götürüyor ve oradan rapor aldırıyor. İddiaya göre, bu raporlar da genellikle parayla alındığı için hiçbir şey olmadığında bile yüzde 5-10 engellilik gösterilebiliyor. Ya da engellilik durumu yüzde 5 ise yüzde 20'ye çıkartılıyor. Bunlar da dosya başına 500-600 bin TL rakamı oynatıyor. Adli tıp ana bilim dalından gelen bu raporlar mahkemeye ve Tahkim'e geldiğinde, onlar da sanki Adli Tıp Kurumu raporuymuş gibi düşünerek önündeki rapor doğrultusunda karar veriyor.

60 dosyada sakatlık oranı 0 çıktı, 7,5 milyon tazminat sıfırlandı

Takipçilerin kazazedeleri genellikle aynı üniversitelere götürdüğü ve bu raporu veren üniversitelerin de 3-5 tane olduğuna dikkat çekiliyor. Sigorta şirketlerinin üniversitelere bu raporu vermeye yetkisi olmadığı yönünde yaptıkları başvurularda, üniversitelerden "biz mütalaa veriyoruz, bu mütalaanın nerede kullanıldığını bilemeyiz" şeklinde cevaplar geliyor. Yani üniversiteler yetkili olduğunu ve bu iş için rapor verdiğini söylemiyor. Ancak, verilen rapor direk kararı etkiliyor. Çünkü mahkeme ve Tahkim aradaki farkı gözden kaçırabiliyor. Dolayısıyla sigorta şirketi haksız yere milyonlarca lira tazminat ödemek zorunda kalıyor.

Bu hatanın sektöre maliyeti çok büyük, ancak teknik bir konu olduğu için çok anlaşılmadığı dile getiriliyor. Bir sigorta şirketi, sadece mayıs ayında bu tür 60'a yakın dosyaya itiraz etti. İtirazı dikkate alan hakimler sayesinde dosyaların tamamından sakatlık oranı "0" çıktı ve yaklaşık 7 buçuk milyon lira tazminat ödemekten kurtuldu. Sektör genelinde bu tür itiraz ve incelemelerde neredeyse yüzde 98'inde oranın sıfırlandığı, sıfırlanmayanların da oldukça aşağıya düştüğü belirtiliyor.

26 milyon araç sahibinin cebine yansıyor

Sigorta Tahkim Komisyonu, geçen hafta Sigorta Tatbikatçıları Derneği ile birlikte bu konuyu masaya yatırdığı bir panel gerçekleştirdi. 'Trafik Kazalarından Kaynaklanan Bedensel Zararlarda Maluliyet Raporlarına İlişkin Usul ve Esaslar' konulu buluşmaya sektörün hemen her kesiminden temsilciler katıldı. Konuşmacı olarak yer alan uzmanlar, mevzuata aykırı olarak düzenlenen engelli raporlarının, sigortacılık sisteminin üzerinde çok ciddi bir prim yükü oluşturduğunu ve trafik sigorta primini artırdığı görüşünde birleşti. Panele konuşmacı olarak katılanların açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET VERİM:

'Yargı kullanma kılavuzu' oluşturmayı planlıyoruz

Bir yanda üniversitelerin adli tıp başkanlıklarının diğer tarafta Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerin verdiği raporlar var. Rapor konusunda bilmezlikten kaynaklı uygulamada bir karmaşa yaşanıyor. Bu konuda üst yargı organları ziyaret edilip anlatıldı. Son dönemde raporların içeriği doğrultusunda bir farkındalık oluşmaya başladı. SEDDK ve Tahkim Komisyonu olarak biz en azından Tahkim yargılamasında bir 'yargı kullanma kılavuzu' oluşturmayı ve hakemlerin nelere bakacağını belirlemeye çalışıyoruz.

TÜRKİYE SİGORTA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERİ ÖZGÜR OBALI:

Bazı gruplara yarıyor

Hatalı engelli raporları konusunda birtakım grupların sistemden yararlandığını tahmin ediyoruz. Yanlış verilmiş engellilik raporları hem sigorta şirketlerinin hem de sigortalının mağdur olmasına neden oluyor. Birinin mağduriyeti aslında diğerinin lehineymiş gibi görünse de aslında durum öyle değil. Bizim gördüğümüz mağduriyetler, toplamda sistemin aleyhine çalışıyor. Burada birtakım grupların sistemden yararlandığını tahmin ediyoruz.

TÜRKİYE SİGORTA BİRLİĞİ GENEL SEKRETER YARDIMCISI BALKIR:

Hesaplama yeknesak değil

Trafik kazalarında alınan sakatlık raporlarında farklılıklar var. Sakatlıkla ilgili hesaplamaların yeknesak olabilmesi için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Sakatlık hesaplamalarının uygulama metotlarında farklılıklar var. Üniversite hastanelerinin yetkili olmayan kurulları tarafından verilen raporların yetkili kurullarca verilen raporlarla eşit tutulması hatalı tazminat hesaplamalarına yol açabiliyor. Bazısı 10 verirken öbüründe 30 çıkıyor. Bunlar tek elden ve Sağlık Bakanlığı'nın uygulama tebliği doğrultusunda uygulanırsa herkesin doğru bir şekilde sakatlık oranının hesaplanması sağlanacak.

TAHKİM BİLİRKİŞİSİ, ARABULUCU OPR. DR. SERDAR ŞİRAZİ:

Mevzuata uyulmuyor

Raporlar arasındaki çelişkinin nedenleri tartışılıyor.

Sonuçta engellilik değerlendirmesinde mevzuatın tanımladığı bir yol var. Bu yoldan ilerlenmesi gerekirken, mütalaa raporlarıyla süreç başlatılıyor. Bu da işleyişi biraz aksatıyor. İhtilaflar çıkıyor ve bu yüzden mağdur olanlar, gerçekten mağduriyetlerini gideremiyorlar. Ve hatta daha fazla mağdur olma durumunda kalıyorlar. Dolayısıyla bu işin mevzuata uygun yapılması gerekiyor. A

V. PROF.DR. VURAL SEVEN:

Sağlık Bakanlığı'nın yetkilendirdiği kurumlardan alınmalı

Son dönemde yürürlükte olan yönetmeliğe göre engellilik raporunun devlet veya üniversite hastanelerinden alınması gerekiyor. Daha doğrusu Sağlık Bakanlığı'nın yetkilendirdiği ve yayınladığı listelerde belirttiği hastanelerden alınması gerekiyor. Bu raporlara süresi içerisinde karşı tarafın itiraz etme hakkı da var. İtiraz üzerine bu raporlar kesinleşiyor. Kesinleşen raporla yargıya ya da Tahkim'e gidildiğinde, başvurucunun uzun bir zaman gerektirmeden hakkın alması gerekiyor. Ancak sistem içerisine baktığımızda üniversitelerin adli tıp ana bilim dalı başkanlıklarından da raporlar alındığını görüyoruz. Bunun sebebi de Yargıtay uygulamasında adli tıp ana bilim dallarıyla adli tıp kurumunun aynı çerçevede görülmüş olmasıdır.

SİGORTA TATBİKATÇILARI DERNEĞİ BAŞKANI FAHRİ ALTINGÖZ:

Rapordan rapora farklılık var

Hazırlanan raporlar farklılık gösteriyor. Bir kuruldan yüzde 20 sakatlık raporu alınmışken, aynı olayla ilgili başka bir kurum daha düşük veya daha yüksek bir rapor verebiliyor. Aslında bu durum sigortalıların da mağduriyetine yol açabiliyor. Çünkü daha düşük oranda verilen bir rapor doğrultusunda belki iki-üç yıl sonra daha büyük sakatlıklar söz konusu olduğu takdirde dosya artık kapanmış oluyor. En önemli problem, Sağlık Bakanlığı'nın yetkilendirdiği yaklaşık 397 kurumdan bu raporların alınmaması.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner78

banner79