Mete, Engelliler Haftası dolayısıyla birçok engelli bireylerin ve sivil toplum kuruluşlarında, kamu kurumlarında ve genel kullanım amaçlı binaların erişilebilirliği konusunda yaşanan sorunlara dikkat çekti.
"SÜREĞEN HASTALIKLAR HIZLA ARTIYOR"
Sürekli sağlık bakımı gerektiren süreğen hastalıklı bireylerin sayısında hızlı bir artış olduğunu söyleyen Mete, "Engelliler Haftası vesilesiyle, belirlemelerimizi bir kez daha paylaşmak istiyoruz: Resmi istatistik verilerine göre, 10 milyondan fazla vatandaşımız veya her 8 kişiden biri engelli olarak tanımlanıyor. Engellilerin %57'si, hastalık sonucunda engelli hale gelmekte, bu da engelliliğin tespitinde gecikmenin ciddiyetini ve sorunun boyutlarını ortaya koymaktadır. Ancak çevremizi, iş ve yaşam alanlarımızı, sokakları ve kamusal mekanları incelediğimizde, engelli vatandaşlarımızı göremiyoruz." dedi.
"ENGELLİ ÇOCUKLAR EVLERE HAPİS"
Engellilere yapılan sosyal yardımların arttığını ancak yeterli bir düzeyde olmadığını belirten Başkan Mete, ortak yaşama alanlarını engellilere göre düzenlemesini gerektiğini söyledi. Mete, "Engelli çocuklarımızı evlere hapsetmek utanılacak bir durum, çünkü ortak yaşam alanlarımızı engellilere uygun hale getirmediğimiz için farklı engel gruplarına yönelik nasıl hareket etmemiz gerektiğini de bilmiyoruz ve engel yaratmaya devam ediyoruz. Bu nedenle, engellilere yaşamı zorlaştırdığımızın farkında bile değiliz" şeklinde ifade etti. Mete ayrıca, bazı belediyelerin engellilere yönelik çalışmaları, sadece medyatik düzenlemelerden öteye geçmeyen, yüzeysel bir merhamet gösterisi niteliğinde olduğunu ve gerçek anlamda etkili bir iyilik yapmaktan uzak kaldığını vurguluyor.
"CADDE VE SOKAKLAR ENGELLİLERE KAPATILMIŞ DURUMDA"
Cadde, sokak vekaldırımların engellilerin kullanımına kapatılmış olduğunu söyleyen Mete, asansörlerin ve çalışmayan üst geçitlerin sadece engellilerin değil, yaşlıların, hamilelerin de sorun yaşadığını söyleyerek şunları kaydetti:
"Bu durum, aslında engellilere "Bu caddenin sağında veya solunda yaşayabilirsiniz, ancak karşı tarafa geçemezsiniz" mesajını vermek anlamına gelir. Şehir merkezlerinin araçlara değil, yayalara göre düzenlenmesi gerektiği halde, kaldırımlar otopark alanlarına veya caddeler yarış pistlerine dönüştürülmüştür. Özellikle resmi binalar başta olmak üzere, binaların girişlerinden merdivenlere, iç düzenlemelere ve tuvaletlere kadar her detay engelliler için büyük bir zorluk kaynağıdır. Park edilmiş araçlar, çökük veya bozuk kaldırımlar, ayakta duran reklam panoları, kesilmiş ancak kaldırılmamış ağaç kütükleri, derin çukurlar, plansızca dikilmiş reklam ve bayrak direkleri, yükseğe asılmış çöp konteynerleri gibi unsurlar, yalnızca engelliler için değil, tüm yayalar için yaşamı zorlaştırmaktadır"
"GEÇİCİ ÖNLEMLER ENGELLİLERİ TEDİRGİN EDİYOR"
Kaldırımlarda veya sokaklarda yapılan onarım çalışmalarında uygulanan geçici önlemlerin sadece engellileri değil, tüm vatandaşları da tehdit ettiğini söyleyen Mete, "Sesli sinyal veren bina asansörleri veya sesli trafik ışıkları gibi erişilebilirlik önlemleriyle yeterince tanışamadık. Engellilere yönelik otobüs hizmeti sunmak ile özel asansörlü otobüs sağlamak arasındaki farkı anlamıyoruz. Bu gibi örneklerin sayısı çoğaltılabilir" dedi.
"KÖRLER VE SAĞIRLAR OKULU" YANLIŞININ ÜZERİNDEN 73 YIL GEÇTİ
Engelliler sadece fiziksel mekanları değil, aynı zaman da toplumsal hayatı da paylaşmak istediklerini belirterek, "Sokaklarda dolaşmak, parklarda zaman geçirmek, rahat alışveriş yapmak, sinemaya veya tiyatroya gitmek, lokantalarda yemek yemek gibi herkes gibi yaşamak istiyorlar. "Körler ve Sağırlar Okulu" yanlışının üzerinden 73 yıl geçti, bu kez "Özürlüler İdaresi Başkanlığı'nın ne işi varsa "Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü"ne dönüştürülerek başka bir yanlışa imza atılması anlaşılır ve kabul edilebilir bir yaklaşım değil" şeklinde konuştu.
"ENGELLİLER SADECE HİZMETLİ OLARAK İSTİHDAM EDİLMEMELİ"
Yalnızca kanun ve yönetmelikler çıkarmakla yetinmenin ve sorunları çözmek yerine onları sadece başka alanlara kaydırmak ve çözümsüzlüğü sürdürmekten başka bir işe yaramadığına dikkat çeken Mete, Mevzuatın uygulanmasını kontrol etmek kadar toplumsal farkındalık sağlamanın da önemli olduğunu anlamadığımız sürece, engelleri artırarak ve engellilere hayatı zorlaştırarak onlara haksızlık etmeye devam ederiz. Yasalarda belirtilen hususlara rağmen, özel sektörde ve kamuda boş engelli kontenjanları hala doldurulmamışsa, engelli çalışanlardan vergi alınması gibi haksız uygulamalar devam ediyorsa, kamu kurumlarında engelliler sadece hizmetli olarak istihdam ediliyorsa, bu durumda ne yasalardan ne de toplumsal duyarlılıktan bahsetmek mümkün değildir. Engelliler kamu sektöründe istihdam edilmeyecekse, onların nerede istihdam edileceği konusu da büyük bir sorun olarak karşımızda durmaktadır" şeklinde belirtti.
"HEPİMİZ ENGELLİ ADAYIYIZ ASLINDA"
Erken emeklilik sebebiyle kamuda çalışan engelli memurların yeşil pasaport bile alamadıklarını ifade eden Mete, Kamuda çalışan lise ve üzeri eğitim görmüş engellilerin intibaklarının yapılmamasının ve hala hizmetli olarak çalıştırılmalarının hiçbir izahı yoktur. Herşeye rağmen, Engelliler Haftası nedeniyle birlikte yaşama ilkesinin hayata geçirilmesi için herkesi duyarlılığa, arada bir kendimizi engelliler yerine koyarak (çünkü hepimiz engelli adayıyız aslında) 10-15 dakika empati yapmaya, herkesi ve her kurumu engel çıkarmaktan vaz geçmeye çağırıyoruz.” dedi.