Dersim’de 13 Mayıs'ta 12 yaşında zihinsel engelli bir çocuk, geçtiğimiz günlerde Uzunçayır Baraj Gölü’nde boğularak hayatını kaybetti. Atatürk Mahallesi Bedri Es Rehabilitasyon Merkezinde kalan 12 yaşındaki mülteci Abdullah N’nin hayatını kaybetmesi beraberinde bazı soruları da getirdi. Mülteci Abdullah’ın hayatını kaybetmesini ve ihmalleri Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Dersim Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Duygu Kurban ile konuştuk. Kurban, soruşturmanın gerekli titizlikle yürütülmesi gerektiğini vurgularken olayın en önemli sebebini de ‘personel eksikliği’ olarak tanımladı.
"KİMSE KORUNMADAN HESAP VERİLMELİ"
Kurban, “Sendika olarak bu olayın her yönüyle araştırılmasını ve bu olayda kimse korunmadan ihmal veya istismarı olan tüm sorumluların gerekli hesabı vermesini” savunduklarını belirtti. Kurban “Kimse korunmadan diyoruz çünkü bizce bu durumun esas sebeplerinden biri de az çalışana yıkılan iş yüküdür. Daha önce de bu kurumlardan sendikamıza iletilen temel sorunların başında personel eksikliği geliyordu. Pandemi sürecinde genel merkezimizin yaptığı anket çalışmasında da bu sorun bir daha gün yüzüne çıkmıştır. Normal koşullarda yatılı kuruluşlarda 3 vardiya şeklinde çalışıyor işçiler. 20’yi aşkın zihinsel engelli çocuğumuzun kaldığı düşünüldüğünde her vardiya için 4 ya da 5’i aşamayan bakım görevlisinin ihtiyacı karşılayamayacağını düşünüyoruz. Çünkü sizlerin de tahmin edeceği gibi engeli çocukların bazen birebir takibi ve bakımı gerekmektedir. Keza bu tarz kuruluşların güvenlik personel sayısı da bir o kadar önemli olmakla beraber maalesef ki buraya dair de eksiklikler olduğu sendikamıza iletilmektedir” dedi.
"HİZMET ALANLAR EN DEZAVANTAJLI KESİM"
AÇSH Müdürlüklerine bağlı birçok yatılı bakım kuruluşunun ortak sorununun personel eksikliği olduğunun altını çizen Kurban, “Pandemi süreci ile birlikte bu eksiklik daha fazla görünür olmuştur. Pandemiden kaynaklı idari izinli çalışanlar bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye geneli bazı yatılı kuruluşlarda 14 günlük sabit çalışmaya geçilmiştir. Az çalışan ile çok iş ve 14 günlük vardiyaların doldurulmaya çalışılması maalesef ki beraberinde çalışan açısından daha fazla hak kaybı, iş yükü, tükenmişlik getirirken, hizmet alanlar açısından da hizmet niteliğinde düşüşe neden olmaktadır. Bu kuruluşlar toplumsal açıdan hassas kamuoyu önünde olan kuruluşlardır. Ve hizmet alanlar da toplumun en dezavantajlı kesimleridir” diye konuştu.
"BİRÇOK SORUN VE EKSİKLİK VAR"
Birçok ilde AÇSH’ye bağlı yatılı kuruluşların 14 günlük vardiyalara geçtiğini aktaran Kurban, “AÇSH il müdürlüklerine bağlı yatılı kuruluşlarda çalışan işçi ve emekçiler 7/10/14 günlük vardiyalarda, kuruluşlarda kalarak birçok sorun ve eksikliğe rağmen beraber özverili bir çalışma yürütüyor. Sendika olarak buralara dair görüşlerimiz, gerek genel merkezimiz aracılığıyla bakanlığa yazarak gerekse illerde il müdürlükleri ile yapılan görüşmelerde ve gerekse de kamuoyu ile defalarca paylaşılmıştır” diye belirtti.
"ÇALIŞAN SAYISI PLANLANMALI"
Kaçma olaylarının yaşandığı ve yaşanabileceği bu tarz yerlerde, bu tarz acı olayların bir daha yaşanmaması için, çalışan sayısının da ona göre planlanması gerektiğini aktaran Kurban, “Hizmette tasarruf edinilmesi düşünülmemelidir. Bir çocuğumuz yaşamını yitirdi. Elbette gerekli soruşturmanın gerekli özveri ve titizlikle yürütülmesini talep ediyoruz ve elbette takipçisi olacağız. Ancak 20’nin üzerinde zihinsel engelli çocuğumuzun bulunduğu kurumda yaşanan bu acı olayın sorumluluğun sadece o gün çalışan 3-5 bakım görevlisi ve orada çalışan işçi ve emekçiler üzerinden yürütülmesini doğru bulmuyor ve kabul etmiyoruz” diye konuştu.
