Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamada iddialar yalanlanırken şu ifadelere yer verildi:
Ankara karayolunun güneyinde oluşturmaya çalıştığımız alternatif güzergah çalışmalarını engellemek için her türlü algı operasyonuna başvuran CHP örgütleri, bu çalışmalara engelli vatandaşları alet etmekten de çekinmiyor.
Değirmenönü ve Karapınar mahallelerini birbirine bağlayan Balıklıdere Köprüsü’nün devamında yapılacak 30 metrelik imar yolu için daha önce bölgedeki vatandaşları, ‘Büyükşehir evlerinizi yıkacak’ diye kışkırtan CHP, şimdi de ‘vatandaşlar evin içindeyken yıkım yapıldı’, ‘engelli vatandaş sokakta bırakıldı’ yalanıyla gündem oluşturmaya çalışıyor.
CHP Yıldırım İlçe Başkanlığı hesabından sosyal medyada yapılan söz konusu paylaşımların gerçekle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Karapınar Mahallesi 167. Sokak’taki söz konusu evin yıkım süreci şöyle gelişmiştir.
İmar planlarına işlenen 30 metrelik yol üzerinde kalan binanın kamulaştırma süreci yaklaşık 1 yıl önce başladı.
Hak sahiplerinin uzlaşmaması üzerine konu yargıya taşındı ve mahkeme 27 Ocak 2023’te evin, mahkemece belirlenen bedel üzerinden kamulaştırılmasına karar verdi.
Evin boşaltılmaması üzerine 27 Mart 2023’te Hukuk Müşavirliğimiz aracıyla evin tahliye süreci başlatıldı.
Hak sahiplerinin evi boşaltmakta direnmesi üzerine 19 Eylül 2023 tarihinde, Jandarma’nın da güvenlik önlemleri altında İcra Müdürlüğü ekipleri tarafından ev tamamen tahliye edildi.
Binaya giriş-çıkış yapılmaması için de yan duvarlarında küçük çaplı yıkım yapıldı. Ve daha sonraki günlerde de evin yıkımı tamamlandı.
Söz konusu evde yüzde 80 psikiyatrik engelli raporu bulunan bir vatandaşın da yaşadığı ve kalacak yeri olmadığı bilgisi üzerine, ekiplerimiz tarafından söz konusu engelli vatandaş aynı gece alınarak Ürünlü’deki Erkek Konuk Evine yerleştirildi.
3 gün burada misafir edilen vatandaşımız, 22 Eylül’de yaşadığı sağlık sorunu nedeniyle ailesine bilgi verilerek Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edilmiş ve buradan da ailesi tarafından alınmıştır.
Kamulaştırma sürecinin 1 yıl önce, mahkeme kararının ise 9 ay önce verildiği bir yıkımı, sanki bir baskınla, içinde vatandaşlar varken yapılmış gibi göstermenin hangi vicdana sığacağını kamuoyunun takdirlerine sunarız.