Vergi İdaresi son zamanlarda engellilerin ÖTV MTV bağışıklığı ile aldıkları araçlara dair, sonradan alınan raporları gerekçe edinerek vergi tahakkuku na yeniden başlamıştır.
İdare, vergi tahakkukunu %90 altında engellilik durumu olanlara dair tanınan bağışıklığa dayandırmış olsa da, konuyu düzenleyen Tebliğ’de de açıkça görüleceği üzere;
18.04.2015 tarih 29330 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği’nin II-C-1. 5. Ortak Hususlar Bölümünde;
“Engellilere, engelli sağlık kurulu raporu verilmesine dair ilgili mevzuatın değişmesi halinde, değişiklik tarihinden önce usulüne uygun olarak düzenlenmiş olan engelli sağlık kurulu raporları ÖTV istisnası uygulamasında geçerlidir. Ancak, Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce alınmış sağlık kurulu raporlarına dayanılarak bu istisna kapsamında işlem tesis edilmez.
Malul veya engellinin, birden fazla engelli sağlık kurulu raporunun bulunması halinde, en son tarihli rapor bu uygulamada dikkate alınır. Malul veya engelli tarafından geçerli raporun ibraz edilmediğinin tespiti ve ibraz edilmeyen en son tarihli raporun da ilgili istisna uygulamasında aranılan mahiyette olmaması durumunda, ziyaa uğratılan vergi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte malul veya engelliden aranır.
Engelli sağlık kurulu raporunda, raporun süresiz olduğunun belirtilmesi halinde herhangi bir tarihle sınırlı olmaksızın; belirli süre içinde geçerli olduğunun belirtilmesi halinde, raporun süresinin bitimine altı aydan az bir süre kalmaması kaydıyla, bu süre içinde, ilk iktisabı yapılacak taşıtlar bakımından söz konusu raporlara dayanılarak istisnadan yararlanılabilir.
Süreli raporlara dayanılarak istisnadan yararlanılması halinde, raporun süre bitiminde ÖTV istisnasının devamı için yeni rapor ibrazı aranmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda özeti verilen Tebliğde Engelli Raporları ile ilgili iki parağraf bu konuya ilişkindir.
İlk parağrafta “Malul veya engellinin, birden fazla engelli sağlık kurulu raporunun bulunması halinde, en son tarihli rapor bu uygulamada dikkate alınır.”
Hemen takip eden parağrafta ise “Engelli sağlık kurulu raporunda, raporun süresiz olduğunun belirtilmesi halinde herhangi bir tarihle sınırlı olmaksızın;… ilk iktisabı yapılacak taşıtlar bakımından söz konusu raporlara dayanılarak istisnadan yararlanılabilir. hükmü bulunmaktadır. Birinci parağraf genel hüküm mahiyetindedir. Ancak ikinci parağraf özel hüküm mahiyetinde olup “raporun süresiz olduğunun belirtilmesi halinde herhangi bir tarihle sınırlı olmaksızın ….söz konusu raporlara dayanılarak istisnadan yararlanılabilir.” hükmünü içerdiğinden istisnanın geçerliliği konusu şüpheden aridir.
Yani ilk alınan %90 engellilik raporu, süresiz bir rapor olduğundan, o raporun gerçek olmadığı ispatlanıncaya kadar, yukarıdaki Tebliğ hükmüne göre geçerlidir.
Yukarıda düzenlenen mevzuat hükümlerine göre engelli bir vatandaş, usulüne uygun olarak hastaneden bir rapor almışsa, engellilik oranı %90 ve üzeri olmak koşulunu taşıyorsa, tereddütsüz bir şekilde, engellilere tanınan vergi istisnasından yararlanmasında her hangi bir ihtilaf yoktur.
Burada kanun vazıı, Anayasa’mızda belirtilen sosyal hukuk devleti olmanın gereği olarak, toplumda korunması geren engelli bireylerin hayatını kolaylaştırmak amacıyla son yıllarda artarak gelişen düzeyde çeşitli vergi teşvikleri ve maddi imkanlar getirmeyi amaç edinerek düzenlemeler yapmaktadır.
Engelli bireylerin hayatını kolaylaştırmak maksatlı olarak öncelikle engelli bireylere sahip ailelerin hayatlarını kolaylaştırmayı hedeflemiştir. Zira kendi ailesi tarafından bakılmayan engellilerin terk edildiği yer devletin şefkat kucağından başka bir yer değildir. Bu durum ise devlete hem maddi hem de yeterince bakamamaktan kaynaklı manevi birçok külfet yüklemektedir. Zira hiçbir engelli bakımının, kendi ailesinin bakımından daha iyi olmayacağı açıktır.
Bu kapsamda kanun koyucunun engelli bireylerin hayatını kolaylaştırmak için getirdiği vergi teşviklerinde de bu konuyu esas almıştır.
Ne yazık ki bazen mevzuat uygulayıcısı idareciler, kanunların ruhunu ve gerekçesini yanlış anlayarak veya vicdanlarının sesi yerine, konuları dar yorumlayarak, engelli bireylere hayatı bir kez daha zehir etme, hayatlarını karartma yoluna gitmektedirler.
Engelli bireyin daha sonra başka bir nedenle (mahkemeden vasilikle ilgili karar alması gibi) rapor alması gerekmiş ve alınan bu raporda ise engellilik oranı, Sağlık Bakanlığı’nın engellilik oranı matematiksel hesaplamalarında yaptığı değişiklikle, bu raporda oran %85 olarak belirlenmiş ve bu rapor vasilik için yeterli olduğundan, herhangi bir itiraz yapılmamış ve bu Rapor başka bir amaçla alınmadığından, başka bir yerde de kullanılmamış ve aslında zihinsel engelli olan bireyde herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen, Sağlık Bakanlığı’nın raporlamada yaptığı matematiksel değerlendirmeden kaynaklı olan bu durum ile engelli bireyin hayatını adeta zehir etmek için vesile kılınmıştır..
Aslında yapılan işlem Anayasa’mızın eşitlik ilkesine aykırıdır. Şöyle ki;
Süresiz Engellilik Raporunda engellilik oranı %90 olan zihinsel engelli iki bireyden birisi hayatının daha sonraki bölümünde başka bir rapor almamış olsun. Bu engelli bireyin, her beş yılda bir sıfır araç alımında ve aracını 5 yılda bir yenilediğinde almış olduğu rapor süresiz olduğundan yukarıdaki tebliğ hükmüne göre istisnadan yararlanmasında ihtilaf yoktur.
Ancak aynı durumda zihinsel engelli diğer bir bireyin, vasisinin değişmesi gerekmiş (anne yada babadan birinin vefatı vs), yeni vasi atanması için mahkeme yeni rapor istemiştir. Sağlık Bakanlığının rapor değerlendirme şartlarındaki puanları değiştirmesinden kaynaklı olarak aynı kişiye %85 oranında engelli oranı vermesi durumunda, bu engellinin daha önce aldığı engellilik oranından kaynaklı vergi istisnası hakkının, bu yeni rapordan sonra kullanılamayacağını, şayet %90 oranlı rapor sürekli yazmasına rağmen araç yenilenirken kullanılırsa teşviklerin cezalı olarak geri alınmasını İdare talep ediyor.
Yukarıda anlatılan örneklemelerde aynı durumda olan iki engelli bireyin farklı sonuçlara maruz kalması anlatılmıştır. Bu durum kanunun uygulamasında aynı durumdaki her bireyin aynı hak ve menfaatlere sahip olması gerektiğinden, buna aykırı uygulamalar eşitlik ilkesine aykırıdır.
Vergi Dairesi de yukarıda açıklanan tebliği yanlış yorumlayarak ilk araç alımında ÖTV istisnasından yararlanan engelli bireylerin almış oldukları bütün raporları Sağlık Bakanlığı hastanelerinden talep ederek, daha önce %90 oranında raporu olduğu halde sonradan alınan bir rapordaki engellilik oranı %90’ın altında olan bireylerin daha önce yararlandığı vergi teşviklerini cezalı olarak faizi ile vergi/ceza ihbarnamesi düzenleyerek talep etmektedir
İlk araç iktisaplarında Vergi Dairesi tarafından, engelli bireye, en son alınan %85 oranlı rapor geçerlidir denilerek, (Halbuki Tebliğde açıkça belirtildiği üzere araç iktisabında kullanılan %90 oranlı süresiz engelli raporu, hiçbir süre ile sınırlı olmaksızın istisnadan yararlanır hükmünü içeriyor iken)ÖTV tarhiyatına ilişkin vergi ve ceza ihbarnameleri düzenlenerek engelli bireyden talep edilmektedir
30 Mart 2013 tarihli 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe giren Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’te Kazanılmış haklar alt başlığında
“MADDE 18 –(1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce; özürlüler için düzenlenmiş sağlık kurulu raporlarıyla belirlenmiş olan özür oranları, çalışma gücü kayıp oranları, vücut iş görme gücü kaybı oranları, tüm vücut fonksiyon kaybı oranları geçerli olup bu oranlara dayanılarak sağlanmış sosyal destek ve yardım hizmetlerinin sürdürülebilmesi için yeniden özürlü sağlık kurulu raporu düzenlenmez.
(2) Ancak, süreli verilen raporlar ile ilgili olarak hastaneye yeniden sevk işlemi uyarınca veya herhangi bir sebeple yeni bir rapor istenmesi durumunda, özür oranları, bu Yönetmelik hükümlerine göre yeniden belirlenir.” hükmüne yer verilmiş olup, bu Yönetmelik uyarınca da engelli bireyin % 90 engelli olduğu raporu kazanılmış hak olgusu gereği, esas kabul edilmesi gerekmekte iken, Vergi İdaresi aksi tutumla vergi/ceza ihbarnameleri düzenlemektedir.
Vergi Dairesi tarafından, yeni alınan araç, ikinci alınan rapordan sonra iktisap edildiğinden, ilk önce alınan ve %90 engellilik oranını havi ve SÜREKLİ ibaresi açıkça yazılı olan rapor, araç alımında kullanılamaz denilerek, yararlanılan ÖTV, KDV ve MTV vergileri bir kat vergi zıyaı cezalı ve faizi ile geri istenmektedir. Bunun insafla, vicdanla, hukukla bağdaşır yanı yoktur. Eğer bir iyileşme durumu söz konusu olsaydı, bu ayrı bir durum olurdu ki ortada fiili olarak bir iyileşme durumu, engelin ortadan kalkması durumu bulunmamaktadır.
Bu konudaki uygulama hatalarının acilen düzeltilmesi ve engelli bireylere yapılan bu haksızlığın sonlandırılması gerekmektedir.
Zira bu hususta açılan tüm davalar, Türkiye'nin her yerindeki mahkemelerce kabul ediliyor ve vergi ve cezalar iptal ediliyor. Bu vakıa da en net şekilde vergi idaresi tarafından bilinmektedir. 10 bin ihbarname gönderildiğinde 100 - 200 vatandaş dava açıyor, diğerleri devlet ne diyorsa odur kanaati ile vergi ve cezayı sineye çekiyor. Haksız tahsil edilir her kuruş, hazineyi kirletir.